Prijevod od "na uglu" na Turski


Kako koristiti "na uglu" u rečenici:

Ti i novac na uglu 7. i Franklinove, kod govornice.
Parayla birlikte 7. Cadde ve Franklin'in köşesindeki ankesörlü telefonda ol.
Ne pijem kavu, ali ima restoran na uglu.
Kahve içmem ben ama şu köşede bir lokanta var.
Kakve veze drvena kuća na uglu ulica Eddy i Gough ima s njom?
Eddy ve Gough köşesindeki eski bir evin Carlotta Valdés ile ne ilgisi var?
On je u banci na uglu 58-me i Madisona.
58. Cadde ile Madison'ın köşesindeki bir bankada.
Zapriječite na uglu Figuerove i Pete... i sjeverni Flower kod Šeste.
Figueroa ve Beşinci Cadde kavşağına... ayrıca Fower ve Altıncıya bariyer koyun.
Točnije, tamo na uglu je bila jedna kuća gdje sam prvi put poljubio curu.
Aslında, köşede bir ev vardı kız arkadaşımı, ilk orada öpmüştüm.
Sylvester Fitch, 109 Avalon smeđa kuća na uglu, gore.
Sylvester Fitch, 109 Avalon köşedeki kahverengi ev, üst kat.
Imamo eksploziju na uglu Šeste i Broadway.
Bir patlama oldu! Altıncı sokak ve Broadway'in köşesi.
lmaš telefon na uglu Wellsa i Lakea.
Wells and Lake' de bir telefon var.
Gđa DiCaprio kaže da je sad slobodan apartman na uglu s pogledom na šumu.
Bayan DiCaprio'yla konuştum, bir köşe odaları mevcut.
Preko puta nas, na uglu Wall Streeta i Broadwaya.
Saklandığımız caddenin karşısında. Wallstreet ve Broadway'in köşesi.
Na uglu Kajetiles u Beraldesu, proći ću i pokupiti te u podne.
Tiles sokağının köşesine gel. 12'de arabayla gelir alırım seni.
O jebenim ogledalima, posvuda su, u robnoj kući, na uglu svake ulice, na prozorima svake zgrade u ovom gradu.
Lanet olası aynalar her yerde. Alışveriş merkezinde, her köşe başında, bu şehrin tüm binalarının camlarında.
Vidimo se na uglu Ni i Kad.
Seninle As ve La'nın köşesinde buluşalım.
Sudjelovao je u nesreći na cesti na uglu tržinice i Hanovera.
Hannover pazar köşesinde bir kaza yapmışlar.
Upravo sam bio svjedok nesreći na uglu ulica Dover i Water.
Alo. Water ve Dover Sokağı köşesinde bir kazaya tanık oldum.
Iranski trgovac dijamantima je opljačkan na uglu 6. i Santa Fe.
Santa Fe'de 6. caddenin köşesinde İranlı bir elmas brokeri soyuldu hani.
Navratio sam u prodavaonicu na uglu 92. i Broadway ulice, da bih kupio sok.
Meyve suyu için 92. Cadde ve Broadway köşesinde markete uğradım.
Razmišljam o onom danu kad smo bili u onom grčkom restoranu na uglu...
İlk defa gittiğimiz bir Yunan lokantası geldi aklıma.
Carter, možda sam našao jednog ubojicu, na uglu Crown i Albanyja, ide prema jugu.
Hey, Carter. Tetikçilerden birini buldum galiba. - Güneye doğru git, Crown ve Albany'nin köşesi.
Nađimo se na uglu Rutlanda i 52. ulice.
Benimle Rutland ve 52. caddenin köşesinde buluş.
Samo stojim tu na uglu i rješavam soduke, dobro?
Ben köşemde durur suduka oynarım, anladın mı?
Mali, ako ne začepiš, izbacit ću te ovdje na uglu!
Evlat, çeneni kapamazsan, seni şu köşede arabadan atarım. Tamam mı?
Nelson Plaza na uglu Coldwater i Pete, na dnu stepenica.
Coldwater ve 5. caddedeki Nelson Plaza. Merdivenlerin altında. Halka açık bir yer.
Zgrada od cigle, na uglu ulica Anderson i Mateo.
Tamam. Tuğla bina. Anderson ve Mateo caddelerinin kesiştiği yerde.
Dovedi Nyssu u skladište na uglu Fullertonove i Halsteadove i oslobodit ću tvoju ženu.
Nyssa'yı Fullerton ve Halstead'deki depoya getir.
Vidi, kupiš na uglu, i možeš se ufiksati u crkvi, to... tamo je zajednica ovisnika.
Sokağın köşesinden malı alıp kilisede vuruyoruz. Keş cemaati işte. Sonra...
Možemo li se naći na uglu Densdejl i Lemington?
Dinsdale ve Lemington köşesinde benimle buluşur musun?
Kad auto uspori na uglu, ja ću izaći i otvoriti vatru iz strojnice.
Araba köşeyi dönmek için yavaşladığında hızla yürüyerek Sten'le ateş açacağım.
Dok se približava, možda ga možeš usporiti prije negoli skrene na uglu.
Yaklaştığı zaman köşeyi dönmeden belki adamı yavaşlatabilirsin.
Kancelariju na uglu s mojom ličnom nošom.
Köşe ofisi... hem de bana özel lazımlıklı.
Tako je nagovorio Joshuu Bella da uzme svoju milijunsku violinu na washingtonsku stanicu podzemne željeznice kako bi stajao na uglu i vidio koliko će novaca zaraditi.
Ve Joshua Bell' i, milyon dolarlık kemanını alarak bir Washington D.C. metro istasyonuna gitmeye ve köşede dikilerek ne kadar para kazanabileceğini
Kad kažem "požalila", mislim da sam izišla iz salona -- tek nekoliko kilometara odavde, u četvrti Lower East Side -- i doživjela ogroman emocionalni slom usred bijela dana na uglu ulica East Broadway i Canal Street.
Ve "pişman oldum, " diyerek Dövmeciden çıkıp -- orası buradan birkaç mil uzaklıkta Aşağı Doğu Yakası'na doğru- günışığının altında ağır bir duygusal çöküntü yaşadım Doğu Broadway ve Canal Street'in köşesindeydim.
Imao sam zaista zanimljive prijatelje i kolege, lijep stan na uglu Avenije Park i 20. ulice,
Çok ilginç arkadaş ve iş arkadaşlarım vardı. Park Avenue ve 20th Street'te güzel bir dairem vardı.
U dobi od 17 godina bio sam tri puta propucan dok sam stajao na uglu u svom kvartu u Detroitu.
17 yaşındayken, Detroit'te yaşadığım binanın köşesinde dururken üç yerimden vuruldum.
Tjednima nisam koristio svoj ormarić zbog zasuna na bravi, koji me podsjećao na onoga na mojim usnama kad je beskućnik na uglu pogledom tražio potvrdu kako je on vrijedan moga pogleda.
Haftalarca dolabımı kullanamadım çünkü kilitteki sürgü köşedeki evsiz adam gözleriyle bana bakıp yalnızca görmeyi hakeden birisi olduğuna dair bir ifade aradığında dudaklarıma koyduğum kilidi hatırlattı.
Warhol je vezano u Colu rekao: "Ono što stvarno volim kod Coca-Cole je to što ni predsjednik SAD-a ne može dobiti bolju Colu od skitnice na uglu ulice."
Warhol'un Coca-Cola ile ilgili söylediği şey şuydu, ''Coca-Cola ile ilgili en çok sevdiğim şey ABD başkanının sokağın köşesindeki serseriden daha iyi bir kola alamamasıdır.''
U redu, George, možeš li prikazati natrag dio tržnice na uglu?
Tamam, George, köşedeki markete yaklaşabilir misin?
(Smijeh) Jednog posebnog dana kada sam se osjećao malo deprimirano i bez puno "joie de vivre", završio sam u lokalnoj knjižari na uglu.
(gülüşmeler) Sonra bir gün Kendimi kötü hissettiğim ve hayattan çok zevk almadığım bir esnada Bizim şirketin yakınındaki bir kitapçıda buldum kendimi
Dakle ako vodite Coca-Colu u Namibiji i imate 107 prodajnih mjesta, znate gdje je svaka limenka i boca Spritea, Fante i Cole prodana, je li to bilo u dućanu na uglu, supermarketu ili ručnim kolicima.
Mesela Coca-Cola'nın Namibya kolunu idare ediyorsanız ve 107 şubeniz varsa, nerede ne kadar teneke ya da şişe Sprite, Fanta ya da kolanın satıldığını, bunların bir büfede mi, bir süpermarkette mi, yoksa bir seyyar satıcıda mı satıldığını bilirsiniz.
Uzija je sagradio kule u Jeruzalemu kod Ugaonih vrata, kod Dolinskih vrata i na uglu te ih utvrdio.
Uzziya Yeruşalimde Köşe Kapısı, Dere Kapısı ve surun köşesi üzerinde kuleler kurup bunları sağlamlaştırdı.
a do njega Ezer, sin Ješuin, glavar Mispe, popravljao je drugi dio, sučelice usponu prema Oružarnici na uglu.
Onun bitişiğini -silah deposuna, surun döndüğü yere kadar çıkan yolun karşısını- Mispayı yöneten Yeşu oğlu Ezer onardı.
4.5435729026794s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?